18 Mayıs 2015

Vahidüddin, Vatan haini değil büyük vatan dostu [Bölüm 2] ''Mustafa Kemal Paşa:Falanı Sadrazam beni de Harbiye nazırı yap''


Buraya bir nokta koyup Maraşal Fevzi Çakmak'a dönelim:

Maraşal benim Fransa'da tahsil arkadaşım merhum Burhan Çakmak'ın kayın babasıdır. O yoldan tanıdığım ve en derin mahremiyetine kadar sokulduğum, kabul edindiğim insan.

Onunla Vahdettin meselesi etrafında konuştuklarımı ileride anlatmak üzere bizzat kendisinden dinlediğim hayati bir meseleyi anlatayım.

 - Vahdettin benden genç kumandanların listesini istedi . Vatanına aşkla bağlı, vatan acısıyla yanan, Vatan kurtarmak yolundaki her hamleyi omuzlayabilecek  kabiliyette azimli fedakar ve atılgan kumandanlar kaydiyle istedi bu listeyi... Yazıp verdim... Her kumandanın karakterinide isminin yanına not ettim. Listenin başında Mustafa Kemal vardı.

Maraşal Fevzi Çakmak, Padişaha verdiği listede, Mustafa Kemal Paşa'yı fevkalade becerikli, kabiliyetli, hamleci, teşebbüs ruhuna layık fakat sonderece ihtiraslı ve yüksek emelli bir insan olarak göstermiştir.

Bu noktayı daha evvel bahsattiğimiz Sabahattin Selek adlı Halk partilinin ''Anadolu ihtilali'' eserinde de tespit edebiliriz. Bu eserin 42 nci sahifesinde Vahdettin'in gözlüğünden Mustafa Kemal Paşa hakkındaki şu teşhis göze çarpar.

 - Mustafa Kemal'i veliahtlığında, Almanya seyehatinde tanımıştı. Bu genç Paşa daha o zaman çok tehlikeli laflar etmiş, onu ürkütmüştü. Nihayet bir ordu kumandanı olduğu halde, harbin son günlerinde Adana'dan kendisine baş vurup, falanı Sadrazam beni de Harbiye nazırı yap diyen Mustafa Kemal Paşa'da büyük bir ihtiras seziyordu.

Böylece muharrir Mustafa Kemal Paşa'nın  (belki makbul manada) ihtirasını tespit ettikten sonra, Padişah ve Milli şahlanış Hareketi ve Mustafa Kemal Paşa arasında şöyle bir münasebet arıyor, yahut bulduğunu sanıyor.

- Kuva-yı Milliye hiçbir zaman Padişaha karşı görünmediği halde Padişahın gösterdiği husumet hakikatte Kuva-yı Milliye akımına değil bizzat Mustafa Kemal Paşa'yadır. Sultan Abdülâzize Hüseyin Avni Paşa,sultan Abdülhamid'e Mithat Paşa nasıl amansız birer düşman görünmüşler ise, Sultan Vahdettin'in karşısına da Mustafa Kemal Paşa çıkmıştı. Hem Mustafa Kemal Paşa öbürlerinden daha tehlikeliydi. Padişahın evvela ordusunu, sonra vilayetlerini elinden almış, tebaasını kendisinden ayırmıştı. elbette sıra tahtınada gelecekti.

Milli mücadelenin devamı müddetince hiç bir an söz konusu edilmemekle beraber en şiddetli mücadele Vahdettin ile Mustafa Kemal arasında cereyan etmiştir. Çünki mutlaka biri diğerini tasviye edecekti ve her ikiside bunu gayet iyi biliyordu. Vahdettin, İstanbul'da kalmak ve Kuva-yı Milliye'ye karşı davranmakla partiyi daha başlangıçta kaybetmiştir.

Halbuki İstanbul'un işgaline ve hatta bir süre sonraya kadar, Vahdettin'in elinde tahtını kutaracak büyük bir fırsat vardı: Anadoluya geçmek. Eğer bunu yapabilseydi Mustafa Kemal Paşa Zat-ı şahanenin nihayet bir Sadrazamı olurdu.

Bu satırları anmaktan maksadımız, tarihçi geçinenlerimizin indi görüşler peşinde hakikati tahrif işini nereye kadar götürdüklerini belirtmektir.

Mustafa Kemal Paşanın Vahdettine karşı bakış ve niyetini gayet doğru tesbit eden muharrir, düşünemiyor ki, Padişah bizzat Anadolu'ya geçemezdi. Geçmiş olsaydı Milli Şahlanış Hareketi daha başındayken boğulurdu. Biraz sonra anlatacağız.

Anadoluya geçmek isteyen Veliaht Abdülmecit Efendinin karşısına çıkardıkları engel; ve fiilen Anadolu'ya geçip de geri çevirdikleri Şehzade Ömer Faruk Efendiye karşı alınan tavır Milli Hareket gelişmeye başlar başlamaz saraya ne gözle bakıldığının şaşmaz delilidir. Demakki Mustafa Kemal Paşa'nın karşısına çıkan Vahdettin değil Vahdettin'in karşısına çıkan Mustafa Kemal Paşa...

Bu noktayı ileride göstermek ve Milli Şahlanış haraketinin fikirde ilk müellifini doğrudan doğruya Vahdettin olarak belirtmek üzere hikayemize geçelim:[1]






Kaynaklar:
[1]Necip Fazıl Kısakürek, Vahidüddin, Vatan haini değil büyük vatan dostu, Toker yayınları, birinci baskı, 1968, sayfa:145, 146, 147 



Bölümler:



Alıntılarda  http://gercektarihinsayfasi.blogspot.com.tr/  olarak kaynak bildiriniz.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Ahsarla